29 Ekim 2015 Perşembe

'başlangıç'Beşevler


                                                                     
                                 
 Aşk saçma bir duygudur.En gereksizinden...
 Ne o öyle sarmaş dolaş vıcık vıcık.İğrenç.
  Aslında bende aşık olmuştum. İlk başta anasınıfında öğretmenin yardımcısna aşık oldum Aşye ablaya.Ama ona aşk diyemeyiz değilmi.Fazla sevgi gösterisinde bululunduğu için alışmıştım.Daha fazla sevsin diye aldığım kitapları eve gidip yapmaya çalışırdım.Boyardım falan.Hani göze girme çabaları.Anasınıfında olduğumuz için çok etkinlik yapardık.Birde ilçenin en prestijli okulusun ya iyi şeyler bekliyorlar bizden.Ben hep ana karakterdim.Pamuk prenses ve yedi yüceleri oynarken prenstim.Ama nasıl utangaçtım sormayın.Düğün salonuna toplarlardı bizi alıştırma için. Herkes çıkar karakterini canlandırırdı.Bana Davut Güloğlunu vermişlerdi.Sınıfta oynardım ama düğün salonunda pravo yapamazdım tüm anneler gözümün içine bakarlardı utanırdım.Oynamazdım annem zorlardı ama olmadı işte oynayamadım.23 Nisanda stadda herkes eşleşti ben smokin giymiştim Burcu'da güzel bir elbise.Aslında erkekler smokin kızlarda sarı bir etekli elbise adını bilmediğim.Burcu yada orada vuruldum zaten.Onu o günden sonra hiç görmedim desem yeridir.Aynı ilçede hiç görmedim kızı.Ardından ilk okula başlamıştım.Orada Betül diye biri vardı.Hoşlanmıştım sanki.Ama oda gitti. İstanbula gitti. Tuhaf gelmişti.Güzel kızdı.Mehmet Ali Birand gibi "ııııııı" derdi cümlelerin başın da ama hiç konuşma fırsatım olmamıştı.İlk okulda çok çekimserdim,utangaç tüm iyi duygulara sahiptim anlayacağın.Betül de kalmıştık. Betülden sonra Yeliz vardı. Onunla ilgili hatırladığım tek şey kız taşınmadan önceki gün eve bırakırken yolda bir anda dudaklarından öpmüştüm.Ardından kaçmıştık.Nasıl bir korku sarmıştı. Ya babasına söylerse diye.İşin ilginç yani ertesi gün okula gelmişti.Neyseki kızın hoşuna gitmişti.O zamanlar bebe olduğumuzdan ileriye gitmemiştim.O da öyle geçti. İkinci sınıfta A ile B şubesi birleşmişti ve Aleyna sınıfıma gelmişti.Öyle bir tatlılık yok.Şimdi gelse evlenirim o derece bir bağım var.Her gün okul çıkışı ev telefonundan arardım onu.Babam nöbetten 7 de gelirdi.Gelince suratına kapatırdım telefonu.Allah'ın her günü okula sanki ilk defa gidiyormuş gibi olurdum.4 sene birlikte okumuştuk.Ama her gün konuşmak için bir bahane arardım.Voleybol oynardık.Birgün çöp kamyonu çarpıyordu tuttum kolundan kendime çektim.Kurtardım.Kahramandım artık.Kahramanlıkda herşey gibi unutuldu ertesi gün.Hep bahane aramalarla geçti günler 4 sene bitti. O sıralarbi kız daha vardı adını unutuğum.İkizi vardı sınıfta erkek.Kardeşinden hoşlanıyorum demiştim utana sıkıla. Meyve suyu alırsan benim için sıkıntı yok demişti.Kıza bu durumu anlatınca bana da al demişti.Genişliği ilk kez orada hissettim.Kıza kibritten yaptığım evi vermiştim. Yazın okul bitince.Bir ay sonra almaya gidince öğrendim ki taşınmış evimide yakmış orospu.Tekrar Aleyna vardı hayatımda.
   Bizim sınıfta bi durum vardı.Ben kimi seversem herkes onu seviyordu nedense.Aleynaya bağlanmıştı herkes.Bir gün sınıfça kağıtlarla mesajlaşırken erkekler ile antlaşma yaptık.Bir defter alıp Aleyna ile ilgili tüm duygularımızı yazıcaktık.İlk ben yazıcaktım. Notum şöyle idi"Sevdiğim kız bu gün yanıma oturdu" birde dudak çizmiştim yanına.Tam o sırada öğrenim hayatım boyunca ençok sevdiğim öğretmenim gelmişti. Sevilay öğretmenim. Onun kuşları vardı.Dün akşam ne yaptıysak evde hep haberi olurdu.Sokakta ne oynadıysak.Bir ara gerçekten kuşları var sanardım.Daha sonraları akıl başa erince annemlerin haber verebileceği aklıma gelmişti.Halada çok değer veririm öğretmenime.İlerde güzel bir zamanda karşılama ümidim hala var.
 Öğretmenim sınıfa girince ne yazıyorsun sen dedi. Hiç öğretmenim felan dedim. Ama o beni çok iyi tanıyordu. Ailemden sonra hatta ailemden bile iyi tanıyordu.Hangi kızlardan hoşlandığımı bile biliyordu. İkincş annemdi resmen.
Aldı defteri eline baktı."Kim yazdı bunu?" dedi.
"Cemallettin yazdı öğretmenim ben yeni aldım elime."dedim. Bu da ilk arkadaş satışımdı.İlk ihanetim yani.
Öğretmenim baya kızdı.Arkadaşımı sattığımamı üzüleyim yoksa öğretmenimin kızdığına mı bilememiştim. İki insanda benim için çok değerliydi.İlk dostluk.Şimdilerde selam sabah yok.7 senedir görüşmüyoruz.Cemallettin küsmüştü artık bana.İlk küslüğümdü.Taraflaşmıştı sınıf. Erkekler gruplaştı. Yanımda birtek Cemalletin'in ikizi Cemal vardı.Neden ise herkes bunları bir birine benzetir aylarca karıştırılardı.Bu da beni deli ederdi. Fark bariz belliydi.Cemalettin zayıf sivri çene,Cemal hafif kilolu yuvarlak yüzlüydü.
 Alpay vardı bir de. Üç yaşından beri arkadaşımdı. Bir ara bi küstük sebebini hiç bir zaman hatırlayamayacağım. Dört sene tek kelime bile etmedik.
 Neyse defterde kalmıştık.O olayda benim tatlı konuşmam ile tatlıya bağlandı. Ertesi gün öğretmenime sınıfın erkekleri ile konuşmasını istedim. Tenefüste sadece beni bekletti sınıfta.Buda ilk kez beklentilerimin boşa çıkmasıydı.
Tahtaya çıktım.Kara tahtaya.
"Ne oldu anlat."dedi
Başım yerde"Biz Aleynayı seviyoruz öğretmenim."dedim.Tam bir şey söyleyecekti ki sınıfa Berna'nın annesi geldi.O kadını da severim çocuğu gibi severdi beni.Öğretmenim bana dışarı çık arkadaşlarından özür dile dedi.Bu bana sonraları saçma geldi.İnsan sevdiği için özür diler miydi?"Seni seviyorum ama özür dilerim." Saçma değilmi? Biraz da komik.Bu da aşkın benle taşak geçtiği ilk andı.Ne kadar saçma bulsamda çıktım karşısına "ÖZÜR DİLERİM" dedim. Ama neden dilediğimi söylemedim.Utandım.Şöyle düşündüm"Özür diliyorsam kesin kötü bir şey yapmışımdır bana küsmesin". Özür diledikten iki dakika sonra "tamam" deyip oyun oynamaya başlamıştık.
Benim favori oyunum mendil kapmaca idi.Çok iyi oynardım. Hantal idim ama beynimi iyi kullanırdım.Sınıfa taktikleri ilk ben gösterdim. Hani şu ilk başta alıyormuş gibi yapıp rakibin almasını sağlayıp dokunmak.Uzun süre bekleyip sonra alıp kaçmak.Hep Aleyna ile aynı takımda olurdum.Seviyorduk ya hani hep ondan.
Bir gün sınıfın düzenini değiştirdik sıraları ikişerli yan çevirdik.Ben Mesih ile oturuyordum.Önümde Aleyna onun yanında Züleyha vardı.Karşımda ikizler vardı. Aleyna'nın saçları ile oynamaya bayılırdım.İkizler beni izlerken kıskançlıktan çıldırırdı.Onun saçlarından sonra bende alışkanlık oldu.Temas edecek kadar yakın olduğum her kızın saçını okşardım.Hiçbiri o duyguyu vermedi bana.Bir gün hediye vermek istedim.Bilmeceler kitabı ile pehlivanlık ile ilgili iki kitap vardı elimde.Züleyha ya da verecektim bir kitap.Arkadaşız ya üzülmesin dedik.Cemallettin'e söyledim bu yapacağımı.
"Bir tanesini bana ver ben hediye edeyim."dedi
Hangisini istediğini sordum.Dosttuk biz.Öncelik kendimiz değil dostumuz olacaktı.En azından benim için öyle idi.Bilmeceler kitabını vermiştim.
"Ben Aleyna'ya vereyim sen Züleyha'ya ver"dedi.Bunu da kabul etmiştim.
Ertesi gün bir zarfın içine koymuştu güller falan vardı içinde birde not.Aleyna'ya hediye etti.Bende öküz gibi direk erkek kitabını vermiştim Züleyha'ya.Hissetmiştim biraz garipsemişti.Bu da ilkkez birinin duyuglarını hissetmem olmuştu.Tuhaftı.Annem incik boncuk satardı babama yardımcı olmak için.Bende güzel olan bileklikleri alıp sınafa getirip dağıtmıştım.Bir iki sene önce hala Aleyna'da olduğunu öğrendim.Saklıyormuş.Şimdi ne yapmıştır bilemiyorum.Sevmişti sanırım.
Berna diye bir kızda vardı.Onunla hep çekişirdik sınıfta.Ya o birinci yada ben.Ben ondan daha çok birinci olurdum.Sınıfta ilk yüz tam puan alan bendim. Öğretmenim tahtaya kaldırmıştı.
"En berbat notu almışın nasıl aldın"dedi.
Nerede ise ağlayacaktım.Halimi görünce şaka yaptığını söyledi.En yüksek notu aldığımı.
Okulun kitap kurduydum.Okul girişinde hep adım olurdu.Öğretmenimiz yeşil mukavva kartonuna ağaç çizip içinde ismimiz olan elmalar yapmıştı.Okumayı kim daha iyi ve hızlı öğrenir ise elmasını kırmızıya boyuyordu.Berna ile aynı idi kırmızılığımız.Sınıf başkanıydımda.Herkes tenefüse çıkınca aldım kırmızı pastel boyayı elmamı kırmızıya boyamıştım.Berna'nın kinede siyah pastel boya ile kurt çizmiştim.Bu da ilk hainliğimdi.İlk kıskançlığım.
Kim gördüyse hatırlamıyorum.Öğretmenime söylemişti.Bunu öğrenince öğretmenim beyaz pastel boya ile elmamın rengini açarak en alt seviyeye koymuştu beni.
Yine umutlarını yıkmıştım öğretmenimin.Berna'nında bana hainliği olmuştu.Şanssızlık üst üste gelmişti o gün.
Resim dersiydi.Öğretmen yıldız atacaktı güzel resimlere.Aslında hepimizinkine atıyordu yıldızı.Güzelmiş çirkinmiş önemi yoktu.Çabalamamız yeterliydi onun için.
Herkes resme yeni başlarken nedendir bilinmez geçen hafta yaptığım resmi götürdüm.Ama hiçbir kötü düşünce yoktu aklımda.Dalgınlığıma gelmişti.O resmi sanki o derste yapmış gibi olmuştum.Öğretmene gösterdim.Yıldız attı.Sonra bir şey oldu."Sen geçen hafta yapmıştın bunu" dedi.Yıldızı sildi.Yalan söylediğim için.Oturdum sırama resim çizmiyordum. Üzgündüm.O sırada Berna dil çıkardı.Şikayet ettim öğretmene.Berna direk atladı "öğretmenim o çıkardı yalan söylüyor" dedi benim için. Öğremenimizde resim olayından sonra gelişen bu olay karşısında Berna'ya hak vermişti.
Buda ilk çaresizliğimdi.İnanmamıştı öğretmenim.Ama yalandı.O gün Berna'yı öldüresim gelmişti.Çocuğuz ya herşey basit.Kırılmıştım.Yavaş yavaş insanları çözüyordum artık.Tek alışamadığım şey yeri geldimi dostlarını bırakmak.Sevilay öğretmenim ikizler ile takılmamı istemezdi.Kötü çocuklar olduğunu beni de bozacaklarını söylerdi.Dinlemedim.Hani kötülüklerini görmedim o kadar ama ilerde yaşananları duyunca iyiki oradan uzaklaşmışım dedim.
İkizlerde Aleyna'yı severdi.Ama emindim ki Aleyna beni seviyordu.Sevmeyen bir insan her okul çıkışı telefonu açarmıydı? Şiir okurken hep onunla aynı dörtlüğü okumaya çalışırdım.Totemdi bir nevi.Aynısını okursam sevecekti.
Aleyna,Züleyha,Mücahit,İkizler aynı mahallede otururlardı.Ben onlara uzaktaydım.Her okul çıkışı eve gidip bunların yanına gelirdim.Oyun oynardık.Çoğu zaman saklambaç.Hep Aleyna ile saklanırdım.Kumda yuvarlanırdık.
Bir saklambaç günü artık ne olduysa babasından Aleyna'yı istiyecektim.İyice gaza gelip evlerine gidiyordum ki beni çağırdılar geriden.Aleyna ağlarken abisi görmüş yanına çağırmış.Bende göt korkusu başladı eve döndüm.Oyun oynadığımız yer ile evin arası 10-15 dakika.Akşam ezanı okuyunca oradan eve dönerdim.Yol çok karanlık ormanlık bir yerdi.O ormanlıkta motor bile bulmuşluğumuz vardır.Ormanda sevişenler,içenler,kavga edenler,görünmez varlıklar. Hepsi vardı. Korkuyordum deli gibi. Nas ile felak surelerini o yollarda ezeberledim.Koşmayı da orada öğrenmiştim.
                #efg #SaçmaBirDuyguAŞK
HaburaSi Web Developer



 İnsanların seni anlamaları için  zamana ihtiyaçları yoktur. Seni önemsemeleri  yeterli.


efg
HaburaSi Web Developer

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı





Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927


HaburaSi Web Developer

28 Ekim 2015 Çarşamba

Sevgilin Olmayacak




Biri olmalı hayatında
Sana sevgiyi yaşatacak
Mesela film izlerken dizlerinde uyuyabildiğin biri
Ama sevgili değil
Seni sevmeli,huzur vermeli
Onu düşünmelisin
Başına birşey gelmesinden korkacağın biri
Ağladığında yanında olmalı
Mutluluğunu iki ye katlamalı
Huzuru onda bulmalısın
Sırma saçlarını okşadığında sakinleşmelisin
Elini tutuğunda  hissetmeli
 kalp atışlarındaki artışı...
Gözlerine baktığındaki tebessümü
unutturmalı tüm acılarını,derdini,tasanı.
Ama sevgili değil.
Uyandığında senin yanağına bir buse kondurarak
"Kahvaltı hazır!" demeli.
Çayın yanına simidi almaya seni yollamalı
Uykusuz gecelerinin sebebi olmalı
Gözlerinde kaybolmalısın
o ela gözlerinde kendini bulmalısın
Ama sevgilin olmayacak..
Sevdiğin olacak
Kendi canından çok onu düşüneceksin
Korkacaksın!
Mesela gitmesinden.
O'da seni bırakmayacak
Huzuru kollarının arasında bulmalı
Sadece yanındayken değil o yokken bile
O hariç hiçbir şeyi düşünmeyeceksin.

Aslında hiç gitmeyecek yanından
Aynı yastığı paylaşacaksın
Parasızlıktan bir yastık alacaksın
ve rahat uyumasın için ona vereceksin,
senin yastığın onun göğüsü olacak.
Aldığın nefesi izleyeceksin
Kıskanacaksın...
Oksijeni kıskanacaksın iliklerine kadar temas etmesini...
Mum ışında yemek yiyeceksiniz
Romantik olsun diye değil,imkansızlıktan.
ve bunu dert etmeyecek
o,bu,şu, niye yok diye dert edip kafanı şişirmeyecek
Seni üzmeyecek...
Asla sevgilin olmayacak.
Ama öpeceksin ...
Kimi zaman yanağından
Çoğu zaman alnından...
O senden gitmemeli
Sende ondan vazgeç
memelisin.
Kendin için yaşamayacaksın.
O yaşasın diye yaşamayacaksın...
Eve hiç peçete almayacaksın
Hiçbir zaman göz yaşlarını silmek zorunda kalmayacaksın


Ama sevgilin olmayacaksın
Tüm sevgililer bir gün gider.
O gitmeyecek!
Sevdiğin olacak,sevgilin değil.

efg
HaburaSi Web Developer

26 Ekim 2015 Pazartesi

Kafamın İçi Boş






Düşüncesizce yürüyorum,kafamın içi boş.
Ne yaptığımı bilmeden kimseyi aldırmadan gidiyorum.
Ne güzergâhım belli nede varış notkam.
Sokak lambalarının aydınlığında ilerliyorum.
efg
HaburaSi Web Developer

Utanırdım




Aslında ben hep utangaçtım.
Küçükken misafirlikte su istemeye utanırdım,çayı sıcak içmek zorunda kalırdım dilim yanardı.
Ana sınıfında dans etmekten utandım.
Teyzeler yanağımı sıkıp çok tatlısın diye severken yanağım çok acırdı,ağlamaya utanırdım.
Karanlıktan ve yalnızlıktan korkardım annemin yanına gitmeye utanırdım.
Şımarık demesinler diye misafirlikte koltuğun en köşesinde otururdum.Tüm çocuklar neşe ile oynarken ben ayağı kalkmaya utanırdım.
En önde olmaktan,tüm insanların gözlerinin benim üzerimde olmasından utanırdım.Bu yüzden hep arkalardaydım.
Konuşmaktan utandım,kendimi ifade edememekten.Hırsla başladığım cümlemi kekeleyerek bitirmem bu yüzden.Söylediklerimi saçma bulmanız bu yüzden.
Aslında herkesden daha mantıklı konuşuyordum zihnimde.Ancak kelimeleri dille bütünleştirmeyi beceremiyordum.Kız kulesi manzaralı yapboz gibiydi adeta.
Resim şahane ancak parçaları yanlış yerdeydi...
Hep imrenmişimdir evde babası yoksa amcasından para isteyebilen çocuğa.Koşa koşa teyzesine,halasına,dayısına sarılan birine.Ben hiç bir zaman ne sarılabildim nede para isteyebildim hep utandım.
Bana göre çok zor bir şeydi insanların gözlerinin içine bakmak.Belkide ençok gözlere bakmaya utanmışımdır.
Bu nedendendirki çoğu zaman insanların gözlerine bakınca farklı bir silüet görüyorum karşımda. 4 senedir tanıdığım bir insanı sanki ilk defa görüyormuş gibi.
En çok ta onun ela gözlerine bakmaya utandım.Aslında bu bir utangaçlık değildi. Korkuydu. Utanmak zaten korkmak değilmidir bazen ?
Ya benim ona baktığım gibi bakmıyorsa bana, ya hiç bakmıyorsa... Gerçeklerden korkmuşumdur belkide.Üzülmekten korkmuşumdur.
Korkunun ecele faydası olmadığında herkes hem fikirdi ama ben yine de korktum,utandım.Bazende ağladım.Ama hiç yılmadım.
efg
HaburaSi Web Developer

2 Kahve & 2 Fincan




Parka giderken yanıma termosla sıcak su,2 kahve ve 2 fincan alırdım.
Halbuki hep tek giderdim parka.

Bir umuttu işte belki gelirsin diye. 

Yeşillikleri severdin sen sessizliği, birazda beni.  
Yitip gittim kalbimden kabul.
Ben vazgeçtim zaten kendimden.
Peki sen nasıl vazgeçebildin kendinden. 


efg
HaburaSi Web Developer

AŞK


Aşk gelmeyeceğini bile bile beklemektir. Aslında aşk onu ilk gördüğünde bağlanmak değil zamanla gerçek duygularla sevmektir. Aşk o yanından geçtiğinde bile yüzüne bakamamak utanarak yüzün yerde geçmektir. Aşk akşam eve gidince neden konuşamadığına bir türlü akıl sır erdiremeyip kafayı yemektir. Aşk baktığın her yerde onu görmek değil, adını duyduğunda yüzünün kızarması. Bazen gülmek bazen ağlamak ama her ikisi de içtendir eğer ki âşıksan. Aşk aylarca görmese bile sadakat ile beklemek, yıllar sonra yolda gördüğünde bir an duraksamak yaşanmış güzel anıları anımsamak. Ardından onun umursamaz tavrı karşısında kahrolmaktır aşk. Bazen bekleyeceğine dair söz vermek sonra daha iyisini bulunca sözünü unutup anlık zevklere dalmak değil aşk. Aşk ne yaparsa yapsın ne günaha girerse girsin daima onu kabul etmektir. Bazen bir insanın ölüm sebebidir aşk…
efg
HaburaSi Web Developer

Güneş Hiç Doğmasın


Güneş hiç doğmasın
Karanlık iyidir
Kitabımı aydınlatan ışık olsun
Sadece birazcık

Seni anlatan şiirlerimi okumak için.

Seni yazdığım şiirleri. 
Sen olmasan yazamazdım.
Çekip gitmeseydin de bu kadar güzel olmazlardı belki.
efg
HaburaSi Web Developer

Bu Gece


Bu gece bana gökyüzü karanlık.Bak yıldızlar bile terketti.Ben ise sokak lambaları ile avutuyorum kendimi.Güneşin yerini tutmazlar belki ama yok olmaktan iyidir.
HaburaSi Web Developer

Ay Bile Yarım



Güneş bile küsmüş bana.Deniz kızgın bak nasıl çarpıyor kıyıya.Kum soğumuş benden.Yıldızlar kayboluyor birer birer.Ay bile yarım bu gün.Bulutlar ağlıyor gidişine.Beni soracak olursan sustum bugün oturdum kaldım öyle. Yanımdan geçip gidenlere aldırmaksızın.Kalbim atıyor belki ama çarpmıyor delicesine.


efg
HaburaSi Web Developer

Öyle İşte


HaburaSi Web Developer

25 Ekim 2015 Pazar

ÖZLEDİM



Yalnızlık nedir bilir misin?
Sen başkasının kollarında sabahlarken ben senin hayallerinle avuttum kendimi
Ben kokunu özledim
Elimi  tuttuğunda utanmanı özledim
Saçlarına dokunmayı özledim
Giderken ki öpücüklerini özledim
Sanki hiç gelmicek miş gibi uzaklaşmanı izledim

Ben sadece benim olmanı özledim
efg
HaburaSi Web Developer

SESSİZ


Yine sessizim bu gece yine sensiz.
Yıldızlarla süslüyorum hayallerimi.Eskisi kadar umutlu değilim artık.Geri dönmiceksin,sarılmicaksın eskisi gibi bakmicaksın gözlerime.Unutturmicak artık tebessümün bütün acılarımı.Beni avutan sözlerin,özlemimi dindirecek öpücüklerin olmicak.Yani sen olmicaksın sol yanım hep boş kalıcak kimse senin gibi dolduramicak orayı,kimse yaşatamıcak bana gerçek sevgiyi.Ben hala seviyorum seni
efg
HaburaSi Web Developer

BOŞ


Düşüncesizce yürüyorum,kafamın içi boş.
Ne yaptığımı bilmeden kimseyi aldırmadan gidiyorum.
Ne güzergâhım belli nede varış notkam.
Sokak lambalarının aydınlığında ilerliyorum.

efg
HaburaSi Web Developer

Belki Bir Gün Hatırlarsın Beni


Belki bir gün hatırlarsın beni;
Unutulmuşluğun acısıyla.
Kahredersin,lanet okursun o günlere,
Keşke kabul etseydimde,mutlu olsaydık birlikte
Belki bir gün hatırlarsın beni;
Düşüncelere dalmış bir rehber ararken.
Ölümle yaşam arasındaki ince çizgide söyle adımı,
Kimse duymasın çaresizce haykırışını.
Belki bir gün hatırlarsın beni;
Bitkin bir halde kaldırıma oturduğunda.
Kafanda fırtınalar koparken,
Anlarsın kimsenin faydası yok sana.
Bir gün hatırlarsan beni,
Başını yastığa koy unut söylediklerimi.
Çektiğim bütün acıları iliklerine kadar hisset sevgili.
Ben hala seviyorum seni..
efg
HaburaSi Web Developer