23 Nisan 2016 Cumartesi

Mavi Dünyam


Şöyle kumsala uzanıp veyahut denizde açıldıktan sonra su üstünde yatıp gökyüzünü izler,huzur bulurdum.
Bugün farkına vardım.
Baktığım yerde insanlar olmadığı için huzur buluyordum. Kirletmiyorlar,iğrenç çığlıkları yok.
Tamamen bana ait hayallerimle süsleye bildiğim bir mavi dünya. Orada kuşlar kadar özgür,uçaklar kadar çaresiz. Gökkuşağı kadar eşsiz,sade,özel...

9 Nisan 2016 Cumartesi

Buhran





Bu gün buzdolabının kapağı düştü,gözüme çarptı.Yarın yenisini alıcaz. Gözümün altında 1 milimlik çizgi şeklinde kan topladı. Kimse fark etmedi. Umursamazlar ki beni. Gerekte yok. Şu sıralar annemi özlüyorum.O hemen fark ederdi. Benim haberim olmasa bile yaşadığım duyguları hisseder.Umursamaz tavırlarıma kızar yardım etmeye çalışır. İstemediğim için bağırdığımda üzülürdü.İnsan elindekinin değerini anlamak için illaki onu kaybetmesi gerekmiyor.
 Biraz uzaklaşması bile yetiyor.Gözler dolsa da akmaya utanıyor yaş.Kalabalığın içinde çektiğim yalnızlık olabilir bunun nedeni.Belki de beni bu günlere getiren ailem olmasa daha farklı bir insan olabilirdim.Daha vahşi,kötü huysuz...Şükretme zamanı sanırım.






++bonus: Güzel bir parça dinlemenizi tavsiye ederim...  https://goo.gl/svGSL9

25 Aralık 2015 Cuma

II.Bölüm:İHANET



     Mecbursun bazen istemediğin,sevmediğin herşeye.Gitmek istemezsin mesela.Yada kalmak. Seversin.Hiç gereği yokken.Kimilerine bu komik gelir.Hakkında hiç birşey bilmediklerindendir aldırma. Büyükler küçüklerin aşktan hiç bir bok anlamadığını savunur.Ardından çocukluk aşklarını anlatırlar.Gözleri parıldar.Dudaklarında hasret bir tebessüm.Ne kadar ironik.İllaki duygularımızın bellirli bir yaştan sonra işlevsel olması gerektiğini savunurlar.Bende küçük yaşta aşık oldum.Öyle bir kızdı ki klasiktir yanında vaktin nasıl geçtiğini anlamazdım.Hiç üzülmezdim.Hüzün yoktu o varken.Sigara almaya gitsem iki dakikalık yolda asırlık hayaller kurardım.Şanslıydım da biraz.Sadece biraz.
    Aynı apartmanda oturuyorduk.Bir kat altımızdalardı.Ben bunu çok sonradan fark ettim.Okula yeni gelmişti.Kısa etek.Kilotlu çorap.Beyaz gömlek.Klasik orospu tasviri.Ön yargıların hiçte iyi bir şey olmadığını sonradan öğreneceğimi nereden bilebilirdim ki.Ne kadarda doğru söylemiş Hz.Ali meğerse;Söz ağızdan çıkana kadar esirindir,ağızdan çıktığında ise sen onun esirisindir.Arkadaş arasında söylenmiş bir sözün çoğu insanın kalbini kıracağını nereden bilebilirsin.Geldiği gibi orospu damgasını vurmuştum.Diğer tüm erkeklerin ilgisi üstündeydi.Kardeşim dediklerimin bile.Ben ise yüzüne bakmazdım.Kızlar ve erkeklerden oluşan büyük bir grubumuz vardı.Kızlar yalnız kalmasın diye arasına almış bunu.İyice sıkı fıkı olmaya başladık.Zek diye seslenirdik.Günler geçtikçe gerçekler birer birer gün ışığına çıkıyordu.Kız geldiği ilk haftadan kardeşim dediğim Onur’la çıkmaya başlamış.Çocukda dalga geçeriz diye bize söylememiş.Ayrıldıktan sonra söyledi.Çekingendi,oda yeni girmişti aramıza.Birazda sevilmezdi ilk zamanlar.Çekinmesinin sebebi budur belki.Sonra ki yıllarda bir tek o kalacaktı yanımda bilemezdim.Zek hiç hız kesmeden bir onunla bir bununla çıkmaya devam ediyordu.İlçede resmen benim tanıdığım insanlardan daha çok kişiyle çıkmıştı.Aldırmıyordum.Umurumda da değildi zaten.Oğuz vardı kardeşim gibiydi her bi boku beraber yedik.Zek artık Oğuz’a sarmıştı.Oğuz’la çıkarken liseden biri yüzük yollamış Zek’e.Hesap sorucaz.Kardeşimizin manitası ya hakkımız var sonuçta.Çocuk çok rahat bir şekilde olayı kapattı biraz da atarlaştık.Traji komiktir ki Zek bir hafta sonra yüzük yollayan çocukla çıkmaya başladı.Tabi bir hafta prensibi olduğu için bir hafta sonra ondan da ayrıldı.Herkes Zek’in Oğuz ve benden hoşlandığı konusunda hem fikir olmuştu 7 ay sonra…Sınavlar dönemi olduğu için hocalar motivaston etkinlikleri yapardı.Etkinliklerde eşleşirdik.Ben hep en köşede yerde otururdum.Yanıma gelirdi.Anlamazdım.Bir gün İrem geldi yanıma Onur’un 3 yıl sürecek olan aşkı.Yengemiz.Kızlara fazla düşkün olmadığım için,grubumuzda da herkes bir biriyle çıktığından dolayı bir ben kalmıştım sap olarak.Kavak Yelleri gibiydi yaşantım.Kimin kimle olduğu belli değildi.İrem bana birini ayarlamak istediğini,kimi istediğimi sordu.İlk başta içimden “Bana mı yürüyor lan bu?” diye geçmedi değil.Benden hoşlanan birilerinin olduğunu söyledikten sonra fikrim değişmişti.Tahminlerim kuvvetli olduğundan az çok biliyordum o kişiyi.İstemem yan cebime koy hesabı yaptım.Olursa olur hayırlı falan dedim.Fazla süre geçmeden İrem kalktıktan sonra Zek geldi yanıma.Yine eş olmuştuk oyunlar falan.Bir iki gün sonra bana çıkma teklifi etti.İlk kez bir kız teklif etmişti.Olağan üstü bir olaydı.Reddettim.Buna rağmen sevgili olsak yaşayamayacağım mutluluğu yaşamıştım.Öyle bir hal almıştıki ilişkimiz arkadaşlarım tavır almıştı.”Çıkıyorsunuz ve bize söylemiyorsunuz!”. Aslında çıkmıyorduk.Mutluyduk.En azından ben öyle sanıyordum.

29 Ekim 2015 Perşembe

'başlangıç'Beşevler

                                                                     
                                 
 Aşk saçma bir duygudur.En gereksizinden...
 Ne o öyle sarmaş dolaş vıcık vıcık.İğrenç.
  Aslında bende aşık olmuştum. İlk başta anasınıfında öğretmenin yardımcısna aşık oldum Aşye ablaya.Ama ona aşk diyemeyiz değilmi.Fazla sevgi gösterisinde bululunduğu için alışmıştım.Daha fazla sevsin diye aldığım kitapları eve gidip yapmaya çalışırdım.Boyardım falan.Hani göze girme çabaları.Anasınıfında olduğumuz için çok etkinlik yapardık.Birde ilçenin en prestijli okulusun ya iyi şeyler bekliyorlar bizden.Ben hep ana karakterdim.Pamuk prenses ve yedi yüceleri oynarken prenstim.Ama nasıl utangaçtım sormayın.Düğün salonuna toplarlardı bizi alıştırma için. Herkes çıkar karakterini canlandırırdı.Bana Davut Güloğlunu vermişlerdi.Sınıfta oynardım ama düğün salonunda pravo yapamazdım tüm anneler gözümün içine bakarlardı utanırdım.Oynamazdım annem zorlardı ama olmadı işte oynayamadım.23 Nisanda stadda herkes eşleşti ben smokin giymiştim Burcu'da güzel bir elbise.Aslında erkekler smokin kızlarda sarı bir etekli elbise adını bilmediğim.Burcu yada orada vuruldum zaten.Onu o günden sonra hiç görmedim desem yeridir.Aynı ilçede hiç görmedim kızı.Ardından ilk okula başlamıştım.Orada Betül diye biri vardı.Hoşlanmıştım sanki.Ama oda gitti. İstanbula gitti. Tuhaf gelmişti.Güzel kızdı.Mehmet Ali Birand gibi "ııııııı" derdi cümlelerin başın da ama hiç konuşma fırsatım olmamıştı.İlk okulda çok çekimserdim,utangaç tüm iyi duygulara sahiptim anlayacağın.Betül de kalmıştık. Betülden sonra Yeliz vardı. Onunla ilgili hatırladığım tek şey kız taşınmadan önceki gün eve bırakırken yolda bir anda dudaklarından öpmüştüm.Ardından kaçmıştık.Nasıl bir korku sarmıştı. Ya babasına söylerse diye.İşin ilginç yani ertesi gün okula gelmişti.Neyseki kızın hoşuna gitmişti.O zamanlar bebe olduğumuzdan ileriye gitmemiştim.O da öyle geçti. İkinci sınıfta A ile B şubesi birleşmişti ve Aleyna sınıfıma gelmişti.Öyle bir tatlılık yok.Şimdi gelse evlenirim o derece bir bağım var.Her gün okul çıkışı ev telefonundan arardım onu.Babam nöbetten 7 de gelirdi.Gelince suratına kapatırdım telefonu.Allah'ın her günü okula sanki ilk defa gidiyormuş gibi olurdum.4 sene birlikte okumuştuk.Ama her gün konuşmak için bir bahane arardım.Voleybol oynardık.Birgün çöp kamyonu çarpıyordu tuttum kolundan kendime çektim.Kurtardım.Kahramandım artık.Kahramanlıkda herşey gibi unutuldu ertesi gün.Hep bahane aramalarla geçti günler 4 sene bitti. O sıralarbi kız daha vardı adını unutuğum.İkizi vardı sınıfta erkek.Kardeşinden hoşlanıyorum demiştim utana sıkıla. Meyve suyu alırsan benim için sıkıntı yok demişti.Kıza bu durumu anlatınca bana da al demişti.Genişliği ilk kez orada hissettim.Kıza kibritten yaptığım evi vermiştim. Yazın okul bitince.Bir ay sonra almaya gidince öğrendim ki taşınmış evimide yakmış orospu.Tekrar Aleyna vardı hayatımda.
   Bizim sınıfta bi durum vardı.Ben kimi seversem herkes onu seviyordu nedense.Aleynaya bağlanmıştı herkes.Bir gün sınıfça kağıtlarla mesajlaşırken erkekler ile antlaşma yaptık.Bir defter alıp Aleyna ile ilgili tüm duygularımızı yazıcaktık.İlk ben yazıcaktım. Notum şöyle idi"Sevdiğim kız bu gün yanıma oturdu" birde dudak çizmiştim yanına.Tam o sırada öğrenim hayatım boyunca ençok sevdiğim öğretmenim gelmişti. Sevilay öğretmenim. Onun kuşları vardı.Dün akşam ne yaptıysak evde hep haberi olurdu.Sokakta ne oynadıysak.Bir ara gerçekten kuşları var sanardım.Daha sonraları akıl başa erince annemlerin haber verebileceği aklıma gelmişti.Halada çok değer veririm öğretmenime.İlerde güzel bir zamanda karşılama ümidim hala var.
 Öğretmenim sınıfa girince ne yazıyorsun sen dedi. Hiç öğretmenim felan dedim. Ama o beni çok iyi tanıyordu. Ailemden sonra hatta ailemden bile iyi tanıyordu.Hangi kızlardan hoşlandığımı bile biliyordu. İkincş annemdi resmen.
Aldı defteri eline baktı."Kim yazdı bunu?" dedi.
"Cemallettin yazdı öğretmenim ben yeni aldım elime."dedim. Bu da ilk arkadaş satışımdı.İlk ihanetim yani.
Öğretmenim baya kızdı.Arkadaşımı sattığımamı üzüleyim yoksa öğretmenimin kızdığına mı bilememiştim. İki insanda benim için çok değerliydi.İlk dostluk.Şimdilerde selam sabah yok.7 senedir görüşmüyoruz.Cemallettin küsmüştü artık bana.İlk küslüğümdü.Taraflaşmıştı sınıf. Erkekler gruplaştı. Yanımda birtek Cemalletin'in ikizi Cemal vardı.Neden ise herkes bunları bir birine benzetir aylarca karıştırılardı.Bu da beni deli ederdi. Fark bariz belliydi.Cemalettin zayıf sivri çene,Cemal hafif kilolu yuvarlak yüzlüydü.
 Alpay vardı bir de. Üç yaşından beri arkadaşımdı. Bir ara bi küstük sebebini hiç bir zaman hatırlayamayacağım. Dört sene tek kelime bile etmedik.
 Neyse defterde kalmıştık.O olayda benim tatlı konuşmam ile tatlıya bağlandı. Ertesi gün öğretmenime sınıfın erkekleri ile konuşmasını istedim. Tenefüste sadece beni bekletti sınıfta.Buda ilk kez beklentilerimin boşa çıkmasıydı.
Tahtaya çıktım.Kara tahtaya.
"Ne oldu anlat."dedi
Başım yerde"Biz Aleynayı seviyoruz öğretmenim."dedim.Tam bir şey söyleyecekti ki sınıfa Berna'nın annesi geldi.O kadını da severim çocuğu gibi severdi beni.Öğretmenim bana dışarı çık arkadaşlarından özür dile dedi.Bu bana sonraları saçma geldi.İnsan sevdiği için özür diler miydi?"Seni seviyorum ama özür dilerim." Saçma değilmi? Biraz da komik.Bu da aşkın benle taşak geçtiği ilk andı.Ne kadar saçma bulsamda çıktım karşısına "ÖZÜR DİLERİM" dedim. Ama neden dilediğimi söylemedim.Utandım.Şöyle düşündüm"Özür diliyorsam kesin kötü bir şey yapmışımdır bana küsmesin". Özür diledikten iki dakika sonra "tamam" deyip oyun oynamaya başlamıştık.
Benim favori oyunum mendil kapmaca idi.Çok iyi oynardım. Hantal idim ama beynimi iyi kullanırdım.Sınıfa taktikleri ilk ben gösterdim. Hani şu ilk başta alıyormuş gibi yapıp rakibin almasını sağlayıp dokunmak.Uzun süre bekleyip sonra alıp kaçmak.Hep Aleyna ile aynı takımda olurdum.Seviyorduk ya hani hep ondan.
Bir gün sınıfın düzenini değiştirdik sıraları ikişerli yan çevirdik.Ben Mesih ile oturuyordum.Önümde Aleyna onun yanında Züleyha vardı.Karşımda ikizler vardı. Aleyna'nın saçları ile oynamaya bayılırdım.İkizler beni izlerken kıskançlıktan çıldırırdı.Onun saçlarından sonra bende alışkanlık oldu.Temas edecek kadar yakın olduğum her kızın saçını okşardım.Hiçbiri o duyguyu vermedi bana.Bir gün hediye vermek istedim.Bilmeceler kitabı ile pehlivanlık ile ilgili iki kitap vardı elimde.Züleyha ya da verecektim bir kitap.Arkadaşız ya üzülmesin dedik.Cemallettin'e söyledim bu yapacağımı.
"Bir tanesini bana ver ben hediye edeyim."dedi
Hangisini istediğini sordum.Dosttuk biz.Öncelik kendimiz değil dostumuz olacaktı.En azından benim için öyle idi.Bilmeceler kitabını vermiştim.
"Ben Aleyna'ya vereyim sen Züleyha'ya ver"dedi.Bunu da kabul etmiştim.
Ertesi gün bir zarfın içine koymuştu güller falan vardı içinde birde not.Aleyna'ya hediye etti.Bende öküz gibi direk erkek kitabını vermiştim Züleyha'ya.Hissetmiştim biraz garipsemişti.Bu da ilkkez birinin duyuglarını hissetmem olmuştu.Tuhaftı.Annem incik boncuk satardı babama yardımcı olmak için.Bende güzel olan bileklikleri alıp sınafa getirip dağıtmıştım.Bir iki sene önce hala Aleyna'da olduğunu öğrendim.Saklıyormuş.Şimdi ne yapmıştır bilemiyorum.Sevmişti sanırım.
Berna diye bir kızda vardı.Onunla hep çekişirdik sınıfta.Ya o birinci yada ben.Ben ondan daha çok birinci olurdum.Sınıfta ilk yüz tam puan alan bendim. Öğretmenim tahtaya kaldırmıştı.
"En berbat notu almışın nasıl aldın"dedi.
Nerede ise ağlayacaktım.Halimi görünce şaka yaptığını söyledi.En yüksek notu aldığımı.
Okulun kitap kurduydum.Okul girişinde hep adım olurdu.Öğretmenimiz yeşil mukavva kartonuna ağaç çizip içinde ismimiz olan elmalar yapmıştı.Okumayı kim daha iyi ve hızlı öğrenir ise elmasını kırmızıya boyuyordu.Berna ile aynı idi kırmızılığımız.Sınıf başkanıydımda.Herkes tenefüse çıkınca aldım kırmızı pastel boyayı elmamı kırmızıya boyamıştım.Berna'nın kinede siyah pastel boya ile kurt çizmiştim.Bu da ilk hainliğimdi.İlk kıskançlığım.
Kim gördüyse hatırlamıyorum.Öğretmenime söylemişti.Bunu öğrenince öğretmenim beyaz pastel boya ile elmamın rengini açarak en alt seviyeye koymuştu beni.
Yine umutlarını yıkmıştım öğretmenimin.Berna'nında bana hainliği olmuştu.Şanssızlık üst üste gelmişti o gün.
Resim dersiydi.Öğretmen yıldız atacaktı güzel resimlere.Aslında hepimizinkine atıyordu yıldızı.Güzelmiş çirkinmiş önemi yoktu.Çabalamamız yeterliydi onun için.
Herkes resme yeni başlarken nedendir bilinmez geçen hafta yaptığım resmi götürdüm.Ama hiçbir kötü düşünce yoktu aklımda.Dalgınlığıma gelmişti.O resmi sanki o derste yapmış gibi olmuştum.Öğretmene gösterdim.Yıldız attı.Sonra bir şey oldu."Sen geçen hafta yapmıştın bunu" dedi.Yıldızı sildi.Yalan söylediğim için.Oturdum sırama resim çizmiyordum. Üzgündüm.O sırada Berna dil çıkardı.Şikayet ettim öğretmene.Berna direk atladı "öğretmenim o çıkardı yalan söylüyor" dedi benim için. Öğremenimizde resim olayından sonra gelişen bu olay karşısında Berna'ya hak vermişti.
Buda ilk çaresizliğimdi.İnanmamıştı öğretmenim.Ama yalandı.O gün Berna'yı öldüresim gelmişti.Çocuğuz ya herşey basit.Kırılmıştım.Yavaş yavaş insanları çözüyordum artık.Tek alışamadığım şey yeri geldimi dostlarını bırakmak.Sevilay öğretmenim ikizler ile takılmamı istemezdi.Kötü çocuklar olduğunu beni de bozacaklarını söylerdi.Dinlemedim.Hani kötülüklerini görmedim o kadar ama ilerde yaşananları duyunca iyiki oradan uzaklaşmışım dedim.
İkizlerde Aleyna'yı severdi.Ama emindim ki Aleyna beni seviyordu.Sevmeyen bir insan her okul çıkışı telefonu açarmıydı? Şiir okurken hep onunla aynı dörtlüğü okumaya çalışırdım.Totemdi bir nevi.Aynısını okursam sevecekti.
Aleyna,Züleyha,Mücahit,İkizler aynı mahallede otururlardı.Ben onlara uzaktaydım.Her okul çıkışı eve gidip bunların yanına gelirdim.Oyun oynardık.Çoğu zaman saklambaç.Hep Aleyna ile saklanırdım.Kumda yuvarlanırdık.
Bir saklambaç günü artık ne olduysa babasından Aleyna'yı istiyecektim.İyice gaza gelip evlerine gidiyordum ki beni çağırdılar geriden.Aleyna ağlarken abisi görmüş yanına çağırmış.Bende göt korkusu başladı eve döndüm.Oyun oynadığımız yer ile evin arası 10-15 dakika.Akşam ezanı okuyunca oradan eve dönerdim.Yol çok karanlık ormanlık bir yerdi.O ormanlıkta motor bile bulmuşluğumuz vardır.Ormanda sevişenler,içenler,kavga edenler,görünmez varlıklar. Hepsi vardı. Korkuyordum deli gibi. Nas ile felak surelerini o yollarda ezeberledim.Koşmayı da orada öğrenmiştim.
                #efg #SaçmaBirDuyguAŞK

 İnsanların seni anlamaları için  zamana ihtiyaçları yoktur. Seni önemsemeleri  yeterli.


efg